23 Ekim 2009 Cuma

17.GÜN

“Kelimeler,sokaklar ve evler ne kadar da boş şeyler,sen gizlice ağlarken…”

Ne kırmızı yüzlü çocuklar ne de bulanık gözlü ergenler var artık yanımda ,geride kaldı hepsi ben kabuğumu sürürken;yardım bile etmek istemediler.Belki korktular benden belki de çekindiler sadece..Bilmiyorum.Belki de beni geçerken görmemişlerdir bile..Ben sadece meraklı çocuklar için bir “aa şu böceğe bak ne biçimmiş” idim sadece…
Rüyalarımda gördüğüm o renkli ülkeye çok az kaldığını hissediyorum eriyen kabuğumun hafiflediğini hissettiğim her an…Ama daha önce hiç erimezdi ki o!Şaşırmadım buna da;artık hiçbir şey şaşırtmaz beni o gürbüz çocukların gelişimini gördükten sonra!Gittikçe hortlaklaşmak,birbirine benzemek daha sonra ufalanıp kül olmak mıydı hepsinin kaderi?Ya da o “hepsi” tek, bir tek ben miydim bilemiyorum..Ama o gencecik çocukların erirkenki hissettikleri keder ve acıyı ta içimde hissettim garip bir şekilde.Çok gerçekçiydi,çok!
O pembe sokaklar ,yeşil damlı kiraz kokulu evler, mor bulutlar, yerdeki kırmızı yapraklar,yavruağzı duraklar gittikçe ben oldular,kendimden karken kendime tutuldum adeta..Oysa benim düsturum “Kelimelerle dolu bir çukura düştüm,takıldı ayağım..Kurtulmak için en kötü kelimeleri seçtim aralarından.” İdi..Neyse bugün çok gevezelik ettim,kendimle karşılaşmamın aptallığına ver…

İmza:Günden güne kademe kademe –kaderine- yoğrulan ben

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Super Mario Bros.

Hits